Yaşlı nüfusun artması onlara karşı ayrımcılığı da görünür hale getirdi (Not 1).
Geçen yıllarda yerel yönetimler, 65 yaş otobüs kartı sahiplerinin sabah ve akşam yoğun saatlerde toplu taşıma araçlarını kullanmamalarını telkin ederlerdi. Araç sürücüleri ve "her yaştaki gençler" 65 yaş kart sahiplerine bu doğrultuda manevi baskı yaparlardı. Sonraları bu saatlerde kartların geçiş sağlamaması veya ücret uygulanması yoluna gidilerek "tartışmalar önlendi" ve 65 yaş üstü insanların sabah sağlık kuruluşlarına veya işe giderken bu haklarını kullanmaları engellendi veya kaldırıldı.
Koronavirüs (Covid-19) pandemi günlerinde de risk grubu oluşturdukları gerekçesiyle 65 yaş üstü yaş grubuna sokağa çıkma ve yolculuk kısıtlaması getirilerek zaten kısıtlı olan toplumsal yaşama katılımları daha da kısıtlı duruma getirildi (Not 2).
Buraya kadar "yaşlı ayırımcılığı" diyebiliyoruz. Bir de çocukları ve gençleri yaşlarından dolayı ayrımcılıkla karşı karşıya bırakma var. Sosyal bilimlerde hepsine birden "yaşçılık" (ageism) deniyor (Not 3). Çocukların ve gençlerin muhatap alınmaması ve onlara karşı emredici bir dil kullanımı gözünüzden kaçtıysa hatırlatmış olayım.
Aslında düzeltilmesi için ne yapılması gerektiğine hiç girmek istemiyorum ama sonunda çözüm önerisinde bulunmak adettendir. Hukuksal düzenlemeler ve sosyal politikaların diğer ayırımcılık konularını (Not 4) ne kadar düzelttiğini takdirlerinize bırakarak görüşümü toplumun bilinçlendirilmesi olarak belirteyim. Topu başkasına atmamın bir nedeni de ülkemizde yaşlıların emekliler derneği ya da emekliler sendikası gibi kurumlarda örgütlenmemiş olmaları.
Notlar
(1) Yaş Temelli Ayrımcılık: Yaşçılık
(2) KORONA GÜNLERİNDE YAŞÇILIK VE 65+ MANİFESTOSU Yaşçılık cinsiyetçilik gibi, ırkçılık gibi
(3) Yaşçılık, Ankara Üniversitesi, Açık Öğretim Ders Notu
(4) Türkiye’de Ayrımcılık Algısı: Türleri * Failleri * Boyutları