24 Kasım 2013 Pazar

Müzikle Geçen Bir Hafta

Cihat Aşkın
Shostakovich günlerini basından izliyordum. Fırsat Salı günü çıktı. Saat 17:00'deki Çello Sonatına gidemem, 20:00 deki konsere gidelim dedik. Shostakovic'i bir kaç yıl önce Ankara'da tanımıştım. Eserlerini biraz biliyordum. Önce Cihat Aşkın La Minör 1. Keman Konçertosunu çaldı. O'nu da yıllar önce Ankara'da dinlemiştim. ODTÜ öğretim yılı açılışında bir konser vermişti. Konçerto'yu bitirdikten sonra uzun uzun alkışlandı. Bis olarak Ali Ekber Çiçeğin derlediği Haydar Haydar türküsünü çaldı. Paganini gibi çaldığı için bu kez daha çok alkış aldı.
Shostakovich'in 10. Senfoni'de kullandığı DSCH motifi
Mi Minör 10. Senfoni'ye başlamadan önce şef Hakan Şensoy 10. Senfoninin şifrelerini anlattı. Shostakovich kendi adının ve aşık olduğu öğrencisi Elmira'nın adının baş harflerini oluşturan notaları senfonide tekrarlı olarak kullanmış. Konsere katılmak için sahil yolundan bir buçuk saatte Cemal Reşit Rey Konser Salonuna gelmiştim ama buna değdi.
Muammer Ketencoğlu
Perşembe günü Muammer Ketencoğlu'nun "Balkan Yolculuğu ile Balkanlarda Hüzün ve Neşe" konserine gittik. Yine aynı yol. Beşiktaş'ta Bahçeşehir Üniversitesi. B Konferans Salonu. Girişte kimlik aldılar. "Mütevelli Heyeti ile görüşmeye değil, konsere geldik, neden kimlik alıyorsunuz?" diye sordum. "Kural böyle" dediler. Konferans Salonuna çıktık. Üstat biraz gecikti ama kimse sorun etmedi. Çok alkışlandı. Herkes tanıyor. Meğer orada ders te veriyormuş. İzleyiciler coşku ile Balkan havalarına alkışlı tempo tutarken öğrenciler sahnede ve aralarda kolbastı oynadılar. Kolbastı'nın 9/8 lik Balkan ritmleriyle pekala oynanabildiğini gördük.
Jan Dark
Haftanın son etkinliği Cuma gecesi Süreyya Operası'ndaki Verdi'nin Jan Dark operasıydı. Gidiş geliş daha kolay. Araba ile Kazlıçeşme, Marmaray ile Ayrılıkçeşme ve geri dönüş. Bilet alırken Giovanni D. Arca'yı görünce "Ben bu adamı bir yerden tanıyorum" demiştim. Cahillik işte. Aslında bir kaç gün önceden Süreyya Operasında yer bulmak mucizeymiş. Üst kattaki locada yer bulabildim. Hikayeyi bilirsiniz. 15. yüzyılda İngilizler Fransaya saldırmışlar. Yüz yıl savaşları sürüyor. Fransa kötü durumda. Jan Dark genç yaşında Tanrının kendisine Fransa'yı kurtarması için seslendiğini söylüyor. Uyurken melekler korosu söylüyor. Verdi operalarında çok olan nefis koro parçaları insanı alıp götürüyor. Jan Dark mesajı alıp zayıf Fransa Kralını destekliyor. İngilizleri durduruyorlar. Ama canavar ruhlu babası, kızının içine şeytan girdiğini söylüyor. Hani derler ya "Tanrıyla konuşuyorsan duadır, Tanrı seninle konuşuyorsa Şizofrenidir.." Baba olacak adam böyle söyleyince itibarı bir anda düşüşe geçiyor. Sonunu biliyorsunuz. meydanda yakıyorlar.
Sezon başladı ve çok sayıda klasik müziği konseri var. Artık sırayla gideriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder